el-ʹumrâ ~ اَلْعُمْرَى

Kamus-ı Muhit - العمرى maddesi

اَلْعُمْرَى [el-ʹumrâ] (بُشْرَى [buşrâ] vezninde) Bir adam bir mâlı bir kimseye kendisinin yâhûd o kimsenin hayâtına taʹlîkle tefvîz ve temlîk ve iʹtâ eylemeğe denir ki ismdir. Meselâ ʹömrüm oldukça yâhûd ʹömrün oldukça bu hâne senindir, baʹde’l-vefât benimdir diye temlîk eylemek gibi; tekûlu: أَعْمَرْتُهُ الدَّارَ الْعُمْرَى أَيْ جَعَلْتُهَا لَهُ يَسْكُنُهَا مُدَّةَ عُمُرِي أَوْ عُمُرِهِ ve minhu kavluhum: مَا الدُّنْيَا إِلاَّ عُمْرَى وَلاَ خُلُودَ إِلاَّ فِي الْأُخْرَى Şârih der ki عُمْرَى [ʹumrâ] ve رُقْبَي [ruḵbâ] muʹâmelât-ı Câhiliyye’den idi, niteki ḣر،ق،بḢ mâddesinde zikr olundu. Ve kâle fi’n-Nihâye: فإِذَا مَاتَ عَادَتْ إِلَيَّ وَكَذَا كَانُوا يَفْعَلُونَ فِي الْجَاهِلِيَّةِ فَأَبْطَلَ ذَلِكَ وَأَعْلَمَهُمْ أَنَّ مَنْ أُعْمِرَ شَيْئًا أَوْ أُرْقِبَهُ فِي حَيَاتِهِ فَهُوَ لِوَرَثَتِهِ مِنْ بَعدِهِ وَقَدْ تَعَاضَدَتِ الرِّوَايَاتُ عَلَى ذَلِكَ وَالْفُقَهَاءُ فِيهَا مُخْتَلِفُونَ فَمِنْهُمْ مَنْ يَعْمَلُ بِظَاهِرِ الْحَدِيثِ وَيَجْعَلُهَا تَمْلِيكًا وَمِنْهُمْ مَنْ يَجْعَلُهَا كَالْعَارِيَّةِ وَيَتَأَوَّلُ الْحَدِيثَ

Vankulu Lugatı - العمرى maddesi

اَلْعُمْرَى [el-ʹumrâ] (ʹayn’ın zammı ve mîm’in sükûnu ve elifin kasrıyla) İsmdir, bir nesneyi ʹömrü oldukça bağışlamak maʹnâsında, nitekim mürûr etti.

Sıradaki Maddeler

Arama ekranı

Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı