اَلْفَتُّ [el-fett] (fâ’nın fethi ve tâ’nın teşdîdiyle) Bir nesneyi parmaklar ile rîze rîze hurd murd eylemek maʹnâsınadır, tirit ekmeği gibi; yukâlu: فَتَّ الشَّيْءَ فَتًّا مِنَ الْبَابِ اْلأَوَّلِ إِذَا دَقَّهُ وَكَسَرَهُ بِالْأَصَابِعِ Ve
فَتٌّ [fett] İsm olur, kayalarda olan çatlağa denir. Cemʹi فُتُوتٌ [futût] gelir. Kezâlik masdar olur, bir şey΄in kuvvetini izâle ile zaʹîf kılmak maʹnâsınadır; yukâlu: فَتَّ فِي سَاعِدِهِ أَيْ أَضْعَفَهُ Ve bu mecâzdır, gûyâ ki aʹvânını kesr eylemiştir.
اَلْفَتُّ [el-fett] (fâ’nın fethi ile) Ufatmak; yukâlu: فَتَّ الشَّيْءَ مِنَ الْبَابِ الْأَوَّلِ أَيْ كَسَرَهُ
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı