اَلْفُتُورُ [el-futûr] (ظُهُورٌ [żuhûr] vezninde) ve
اَلْفُتَارُ [el-futâr] (fâ’nın zammıyla) Bir nesne hiddetten sonra sükûnet ve şiddetten sonra mülâyemet bulup süst ve bî-tâb olmak maʹnâsınadır; gevşemek ve fersizlenmek taʹbîr olunur; yukâlu: فَتَرَ الشَّيْءُ فُتُورًا وَفُتَارًا مِنَ الْبَابِ اْلأَوَّلِ وَالثَّانِي إِذَا سَكَنَ بَعْدَ حِدَّةٍ وَلاَنَ بَعْدَ شِدَّةٍ Ve kızgın suyun harâreti nevʹan geçip ılı olmak maʹnâsınadır; yukâlu: فَتَرَ الْمَاءُ إِذَا سَكَنَ حَرُّهُ Bu maʹnâlar maʹnâ-yı evvelde dâhil iken mü΄ellif tahsîs eylemiştir. Ve bir nesneyi فِتْرٌ [fitr] ile yaʹnî sere ile ölçmek maʹnâsınadır; yukâlu: فَتَرَ الشَّيْءَ إِذَا كَالَهُ بِفِتْرِهِ Ve
فُتُورٌ [futûr] Bir adamın mefâsıl ve aʹzâsı gevşeyip bedeni fersiz olmak maʹnâsınadır; yukâlu: فَتَرَ جِسْمُهُ فُتُورًا إِذَا لاَنَتْ مَفَاصِلُهُ وَضَعُفَ
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı