el-merâ΄et ~ اَلْمَرَاءَةُ

Kamus-ı Muhit - المراءة maddesi

الْمَرَاءَةُ [el-merâ΄et] (كَرَامَةٌ [kerâmet] vezninde) Ekl ü şürb olunan nesne sinici ve sâyig ve güvârâ olmak maʹnâsınadır; yukâlu: مَرُؤَ الطَّعَامُ وَمَرَأَ وَمَرِئَ مَرَاءَةً مِنَ الْبَابِ الْخَامِسِ وَالثَّالِثِ وَالرَّابِعِ إِذَا صَارَ مَرِيئًا ve yukâlu: هَنَأَنِي الطَّعَامُ وَمَرَأَنِي Yaʹnî “Taʹâm hoş-güvâr olmakla miʹdemde çabuk hazm olup mizâcıma be-gâyet yaradı.” Ve eğer itbâʹ vechiyle zikr olunmayıp yalnızca zikr olunur ise أَمْرَأَنِي [emre΄enî] denir ifʹâl bâbında. Ve

مَرَاءَةٌ [merâ΄et] Kezâlik (كَرَامَةٌ [kerâmet] vezninde) Bir yerin havâsı hoş olup mizâca yarar olmak maʹnâsınadır; yukâlu: مَرُؤَتِ الأَرْضُ مَرَاءَةً مِنَ الْبَابِ الْخَامِسِ إِذَا حَسُنَ هَوَاؤُهَا

Vankulu Lugatı - المراءة maddesi

اَلْمَرَاءَةُ [el-merâ΄et] (mîm’in fethiyle ve elifin meddiyle فَقَاهَةٌ [feḵâhet] vezni üzere) Taʹâm sinmek, hazm maʹnâsına; yukâlu: مَرُؤَ الطَّعَامُ يَمْرُؤُ مَرَاءَةً مِنَ الْبَابِ الْخَامِسِ أَيْ صَارَ مَرِيئًا وَكَذَلِكَ مَرِئَ الطَّعَامُ Nitekim فَقُهَ ve فَقِهَ derler ḵâf’ın zammı ve kesriyle ve مَرَأَنِي الطَّعَامُ يَمْرَأُنِي بِالْفَتْحِ فِيهِمَا Baʹzılar eyitti: أَمْرَأَنِي الطَّعَامُ dahi derler. Ferrâ eyitti: هَنَأَنِي الطَّعَامُ وَمَرَأَنِي derler kaçan tâbiʹ kılsalar ve أَمْرَأَنِي derler tâbiʹ kılmasalar. Ve taʹâm sinirmek maʹnâsına da gelir; yukâlu: مَرِئْتُ الطَّعَامَ Baʹzılar eyitti: مَرُؤَ derler kaçan mürû΄et sâhibi olsa.

Sıradaki Maddeler

Arama ekranı

Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı