اَلْمُرَاسِلُ [el-murâsil] (ism-i fâʹil bünyesiyle) Baldırları pek uzun ve kıllı olan hatuna ıtlâk olunur; yukâlu: إِمْرَأَةٌ مُرَاسِلٌ أَيِ الْكَثِيرَةُ الشَّعْرِ فِي سَاقَيْهَا الطَّوِيلَتُهُ Ve kendisine dünürlük ve hitbe eden kimse ile beynlerinde mürâsele eden ʹavrete denir, hitbe eden gerek kendi nefsi için ve gerek âher için etsin; yukâlu: مَرْأَةٌ مُرَاسِلٌ إِذَا كَانَتْ تُرَاسِلُ الْخُطَّابَ Ve ʹinde’l-baʹz zevcinden müfârakat eylemiş ʹavrete denir yâhûd pek koca ve sâl-horde olmuşuna denir yâhûd eri vefât eylemiş olana denir yâhûd zevcinin kendisini tatlîk edeceğini sezmekle ve henüz vücûdunda herem olmayıp istiʹmâl-i salâhiyyet bakiyyesi olmağın zevc-i âhere varmak kasdıyla tezeyyün edip onunla bi’l-mürâsele haberleşir olanına denir; yukâlu: إِمْرَأَةٌ مُرَاسِلٌ إِذَا كَانَتْ قَدْ فَارَقَهَا زَوْجُهَا أَوْ أَسَنَّتْ أَوْ مَاتَ زَوْجُهَا أَوْ أَحَسَّتْ مِنْهُ الطَّلَاقَ فَتَزَيَّنَ لِآخَرَ وَتُرَاسِلُهُ وَفِيهَا بَقِيَّةٌ Burada مُرَاسَلَةٌ [murâselet] haberleşmek maʹnâsınadır.
اَلْمُرَاسِلُ [el-murâsil] (mîm’in zammı ve sîn’in kesriyle) Haber gönderen kimse.
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı