اَلْمَطُّ [el-maṯṯ] (mîm’in fethi ve ṯâ-yı muʹcemenin teşdîdiyle) Bir nesneyi çekip sündürmek maʹnâsınadır; yukâlu: مَطَّهُ مَطًّا مِنَ الْبَابِ اْلأَوَّلِ إِذَا مَدَّهُ Ve kuyudan kovayı çekmek maʹnâsınadır; yukâlu: مَطَّ الدَّلْوَ إِذَا جَذَبَهُ Ve kibr ve nahvetten kaşları ve yüzleri germek maʹnâsına müstaʹmeldir; yukâlu: مَطَّ حَاجِبَيْهِ وَخَدَّهُ إِذَا تَكَبَّرَ Niteki bu makâmda نَأَى بِجَانِبِهِ وَصَعَرَ خَدَّهُ dahi kinâye olunur. Ve muhâtaba parmakları sövelterek söz söylemek maʹnâsına müstaʹmeldir; yukâlu: مَطَّ أَصَابِعَهَا إِذَا مَدَّهَا مُخَاطِبًا بِهَا يَعْنِي كَأَنَّهُ يُخَاطِبُ بِهَا
اَلْمَطُّ [el-maṯṯ] (mîm’in fethi ve ṯâ’nın teşdîdiyle) Çekmek, مَدٌّ [medd] maʹnâsına; yukâlu: مَطَّهُ يَمُطُّهُ مِنَ الْبَابِ الْأَوَّلِ Ve kaşı gerip tekebbür kılmağa dahi derler; yukâlu: مَطَّ حَاجِبَيْهِ إِذَا مَدَّهَا وَتَكَبَّرَ
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı