اَلْمَضْرُ [el-maḋr - el-meḋar] (mîm’in fethi ve ḋâd-ı muʹcemenin sükûnuyla ve fethateynle) ve
اَلْمُضُورُ [el-muḋûr] (قُعُودٌ [ḵuʹûd] vezninde) Süt ekşiyip ağarmak maʹnâsınadır. Bu hâlet henüz uyup yoğurt olmamakla kekremtilik peydâ edip dili burmasında olur. Kezâlik bu keyfiyyet hamra ve nebîze de ʹârız olur; yukâlu: مَضَرَ اللَّبَنُ أَوِ النَّبِيذُ وَمَضِرَ وَمَضُرَ مَضْرًا وَمَضَرًا وَمُضُورًا مِنَ الْبَابِ اْلأَوَّلِ وَالرَّابِعِ وَالْخَامِسِ إِذَا حَمُضَ وَابْيَضَّ
اَلْمُضُورُ [el-muḋûr] (zammeteynle) Sütün dili burup henüz yoğurt olmaması; yukâlu: مَضَرَ اللَّبَنُ يَمْضُرُ مُضُورًا إِذَا صَارَ مَاضِرًا وَهُوَ الَّذِ يَحْذِي اللِّسَانَ قَبْلَ أَنْ يَرُوبَ
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı