اَلْمُعَاوَرَةُ [el-muʹâveret] (مُفَاعَلَةٌ [mufâʹalet] vezninde) Bu dahi bir nesneyi bir adama ʹâriyyet vermek maʹnâsınadır; yukâlu: عَاوَرَهُ إِيَّاهُ بِمَعْنَى أَعَارَهُ Ve ölçekleri takdîr ve tahmîn eylemek maʹnâsınadır; yukâlu: عَاوَرَ الْمَكَايِيلَ وَعَايَرَهَا مُعَاوَرَةً وَمُعَايَرَةً إِذَا قَدَّرَهَا Ve مُعَايَرَةٌ [muʹâyeret] iki ölçeği çakıştırıp ʹayârlamak maʹnâsınadır; yukâlu: عَايَرَ بَيْنَ الْمِيكَالَيْنِ مُعَايَرَةً إِذَا قَدَّرَهُمَا وَنَظَرَ مَا بَيْنَهُمَا
اَلْمُعَاوَرَةُ [el-muʹâveret] (mîm’in zammı ve vâv’ın fethiyle) Kîleyi ʹayâr etmek, مُعَايَرَةٌ [muʹâyeret] maʹnâsına; yukâlu: عَاوَرْتُ الْمَكَايِيلَ وَهِيَ لُغَةٌ فِي عَايَرْتُهَا Ve
مُعَاوَرَةٌ [muʹâveret] Yoldaşının işlediği gibi işlemek; yukâlu: عَاوَرَهُ الشَّيْءَ أَيْ فَعَلَ بِهِ مِثْلَ مَا فَعَلَ صَاحِبُهُ بِهِ
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı