اَلْمُعَاوَنَةُ [el-muʹâvenet] (مُقَاتَلَةٌ [muḵâtelet] vezninde) ve
اَلْعِوَانُ [el-ʹivân] (قِتَالٌ [ḵitâl] vezninde) Bir kimseye yardım eylemek maʹnâsınadır; yukâlu: عَاوَنَهُ مُعَاوَنَةٌ وَعِوَانًا أَيْ أَعَانَهُ
اَلْمُعَاوَنَةُ [el-muʹâvenet] (mîm’in zammı ve vâv’ın fethiyle) Kezâlik yardım etmek; tekûlu: إِسْتَعَنْتُ بِفُلَانٍ فَأَعَانَنِي وَعَاوَنَنِي Ve fi’d-duʹâ΄i: رَبِّ أَعِنِّي وَلَا تُعِنْ عَلَيَّ Ve
إِسْتِعَانَةٌ [istiʹânet] Kasık kılın tırâş etmeğe dahi derler, حَلْقُ الْعَانَةِ maʹnâsına; yukâlu: إِسْتَعَانَ فُلَانٌ إِذَا حَلَقَ عَانَتَهُ
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı