اَلْمُفِيقُ [el-mufîḵ] (مُجِيبٌ [mucîb] vezninde) ve
اَلْمُفِيقَةُ [el-mufîḵat] (hâ’yla) Memesinde فِيقَةٌ [fîḵat] müctemiʹ olmuş nâkaya denir; cemʹi مَفَاوِيقُ [mefâvîḵ]tir. Ve
مُفِيقٌ [mufîḵ] مُفْلِقٌ [mufliḵ] maʹnâsınadır ki mezâmîn-i ʹacîbe ibdâʹ eden şâʹire denir; yukâlu: شَاعِرٌ مُفِيقٌ أَيْ مُفْلِقٌ
اَلْمُفِيقَةُ [el-mufîḵat] (kezâlik mîm’in zammı ve fâ’nın kesri ve meddiyle) Bi-maʹnâhu. Ve bu Ebû ʹAmr rivâyetidir.
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı