اَلنَّأْلُ [en-ne΄l] (nûn’un fethi ve hemzenin sükûnuyla) ve
اَلنَّأَلَانِ [en-ne΄elân] (fetehâtla) ve
اَلنَّئِيلُ [en-ne΄îl] (نَفِيرٌ [nefîr] vezninde) Bir adam başını yukarı tutup silkerek yürümek maʹnâsınadır, sırtında yükü olan adam seğirtirken başını yukarı tuttuğu gibi; yukâlu: نَأَلَ الرَّجُلُ نَأْلًا وَنَأَلَانًا وَنَئِيلًا مِنَ الْبَابِ الثَّالِثِ إِذَا مَشَى وَنَهَضَ بِرَأْسِهِ يُحَرِّكُهُ إِلَى فَوْقٍ كَمَنْ يَعْدُو وَعَلَيْهِ حِمْلٌ يَنْهَضُ بِهِ Ve at yâhûd sırtlan ırgalanarak yürümek maʹnâsınadır; yukâlu: نَأَلَ الْفَرَسُ أَوِ الضَّبُعُ إِذَا اهْتَزَّ فِي مَشْيِهِ Ve hased eylemek maʹnâsınadır; yukâlu: نَأَلَ فُلَانًا إِذَا حَسَدَهُ Ve ʹArablar نَأَلَ kelimesini ينْبَغِي mevkiʹinde istiʹmâl ederler ki lâyık ve münâsib olur demektir; yekûlûne: نَأَلَ أَنْ تَفْعَلَ أَيْ يَنْبَغِي Şârih der ki niteki “ن،و،ل” mâddesi dahi bu maʹnâya müstaʹmeldir ki تَنَاوُلٌ [tenâvul]den me΄hûzdur, zâhiren bu ondan mütegayyirdir, niteki mâddesinde meşrûhtur.
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı