اَلنُّطُقُ [en-nuṯuḵ] (zammeteynle) نِطَاقٌ [niṯâḵ]ın cemʹidir. Ve ʹAbbâs radıyallâhu ʹanhu hazretlerinin kavlinde yaʹnî naʹt-ı nebevîde nazm eyledikleri kasîde ebyâtından işbu: “حَتَّى احْتَوَى بَيْتُكَ الْمُهَيْمِنُ مِنْ || خِنْدِفَ عَلْيَاءَ تَحْتَهَا النُّطُقُ” beytinde vâkiʹ بَيْتٌ [beyt]ten murâd şân u şeref-i Mustafavî’dir. Ve نُطُقٌ [nuṯuḵ]tan murâd baʹzuhâ fevka baʹzin aʹrâz ve nevâhî-i cibâldir, kendisiyle şedd-i evsât olunan نِطَاقٌ [niṯâḵ]-ı mezkûrlara teşbîhle Resûl-i ekrem sallallâhu ʹaleyhi ve sellem hazretlerinin kavm ve ʹaşîretleri miyânında irtifâʹları ve onların kendilerden mâ-dûn olduklarını temsîl eylemişlerdir.
اَلنُّطْقُ [en-nuṯḵ] (nûn’un zammıyla) ve
اَلْمَنْطِقُ [el-menṯiḵ] (مَجْلِسٌ [meclis] vezninde) ve
اَلنُّطُوقُ [en-nuṯûḵ] (قُعُودٌ [ḵuʹûd] vezninde) Maʹânî fehm olunur hurûf ve asvâtla söz söylemek maʹnâsınadır; yukâlu: نَطَقَ الرَّجُلُ نُطْقًا وَمَنْطِقًا وَنُطُوقًا مِنَ الْبَابِ الثَّانِي إِذَا تَكَلَّمَ بِصَوْتٍ وَحُرُوفٍ تُعْرَفُ بِهَا الْمَعَانِي Şârih der ki bu taʹrîf muktezâsınca نُطْقٌ [nuṯḵ] insân kelimâtına mahsûstur, sâ΄irlere isnâdı mecâzdır.
اَلنُّطُقُ [en-nuṯuḵ] (zammeteynle) Cemʹi, zikr olunan izârlar maʹnâsına.
اَلنُّطْقُ [en-nuṯḵ] (nûn’un zammı ve ṯâ’nın sükûnuyla) Söz söylemek; yukâlu: نَطَقَ نُطْقًا
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı