en-nażiret ~ اَلنَّظِرَةُ

Kamus-ı Muhit - النظرة maddesi

اَلنَّظِرَةُ [en-nażiret] (فَرِحَةٌ [feriḩat] vezninde) İsmdir, bir husûsta imhâl ve te΄hîr eylemeğe denir ki mühlet verme taʹbîr olunur. Ve minhu kavluhu taʹâlâ: ﴿فَنَظِرَةٌ إِلَى مَيْسَرَةٍ﴾ الآية Yaʹnî “ʹAsîrü’l-hâl olan medyûna tekâzâ eylemeyip vakt-i yesîre kadar mühlet vermek lâzımdır.”

اَلنَّظْرَةُ [en-nażret] (تَمْرَةٌ [temret] vezninde) ʹAyb ve nakîsaya ıtlâk olunur; yukâlu: فِيهِ نَظْرَةٌ أَيْ عَيْبٌ Ve heybet maʹnâsına müstaʹmeldir; yukâlu: لَهُ نَظْرَةٌ أَيْ هَيْبَةٌ Ve çirkînliğe ve sû΄-i hey΄ete ıtlâk olunur; yukâlu: إِنَّ فِيهِ لَنَظْرَةً أَيْ سُوءَ هَيْئَةٍ وَتَغَيُّرَ جِسْمٍ Ve شُحُوبٌ [şuḩûb] maʹnâsınadır. Ve baygınlığa denir, غَشْيٌ [ġaşy] maʹnâsına. ʹAlâ-kavlin cinn tâ΄ifesinin nazarına uğramağa denir. Kâle’ş-şârih ve minhu’l-hadîsu: ḣأَنَّهُ عَلَيْهِ السَّلاَمُ رَأَى جَارِيَةً بِهَا سَفْعَةٌ فَقَالَ إِنَّ بِهَا نَظْرَةً فَاسْتَرْقُوا لَهَاḢ أَيْ بِهَا عَيْنٌ أَصَابَتْهَا مِنْ نَظَرِ الْجِنِّ ve yukâlu: نُظِرَ الرَّجُلُ عَلَى بِنَاءِ الْمَجْهُولِ فَهُوَ مَنْظُورٌ Ve

نَظْرَةٌ [nażret] Rahmet ve şefkat maʹnâsınadır; yukâlu: نَظَرَهُ بِعَيْنِ النَّظْرَةِ أَيِ الرَّحْمَةِ

Vankulu Lugatı - النظرة maddesi

اَلنَّظِرَةُ [en-neżiret] (nûn’un fethi ve żâ’nın kesriyle) Ve

اَلْإِنْظَارُ [el-inżâr] (hemzenin kesriyle) Te΄hîr maʹnâsınadır; tekûlu: أَنْظَرْتُهُ إِذَا أخَّرْتُهُ

اَلنَّظْرَةُ [en-nażret] (nûn’un fethi ve żâ’nın sükûnuyla) Yavuz göz, ʹayn-ı cinn maʹnâsına; yukâlu: رَجُلٌ فِيهِ نَظْرَةٌ أَيْ شُحُوبٌ Ve شُحُوبٌ [şuḩûb] şîn-i muʹceme ile ve ḩâ-i mühmele ile bir kimsenin cismi mütegayyir olmak.

Sıradaki Maddeler

Arama ekranı

Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı