el-veṯa΄et ~ اَلْوَطَأَةُ

Kamus-ı Muhit - الوطأة maddesi

اَلْوَطَأَةُ [el-veṯa΄et] (كَتَبَةٌ [ketebet] vezninde) ve

اَلْوَاطِئَةُ [el-vâṯi΄et] Yolculara denir, sâbile ve reh-revân maʹnâsına; yolu vatʹ ve pâymâl ettikleri için ıtlâk olundu. Ve

وَاطِئَةٌ [vâṯiʹet] Ağacından dökülmüş hurmâ döküntülerine denir; fâʹilet bi-maʹnâ mefʹûlettir, ayakla basılıp çiğnendiği için ıtlâk olundu. Kâle fi’n-Nihâye ve fi’l-hadîs: أَنَّهُ قَالَ لِلْخُرَّاصِ: “إِحْتَاطُوا لأَهْلِ الأَمْوَالِ فِي النَّائِبَةِ وَالْوَاطِئَةِ” أَيِ الْمَارَّةِ وَالسَّابِلَةِ أَوْ هِيَ سُقَاطَةُ التَّمْرِ فَتُوطَأُ بِالأَقْدَامِ

اَلْوَطْأَةُ [el-vaṯ΄at] (تَمْرَةٌ [temret] vezninde) İsmdir, dar yere kısıp sıkıştırmağa denir, ضَغْطَةٌ [ḋaġṯat] maʹnâsına, ʹalâ-kavlin ahze-i şedîde yaʹnî batş ve şiddetle ahz ve kahr eylemek maʹnâsınadır; ke-mâ fi’l-hadîs: “أَللَّهُمَّ اشْدُدْ وَطْأَتَكَ عَلَى مُضَرَ” Kâle fî’n-Nihâye: أَيْ خُذْهُمْ أَخْذًا شَدِيدًا Zîrâ bir nesneyi ayakla pâymâl eden kimse onun ihânet ve ihlâkı husûsunda istiksâ eylemek lâzımdır. Ve

وَطْأَةٌ [vaṯ΄at] Ayağın bastığı yere denir, mevziʹ-i kadem maʹnâsına.

Vankulu Lugatı - الوطأة maddesi

اَلْوَطْأَةُ [el-vaṯ΄et] İz, mevziʹ-i kadem maʹnâsına: وَهِيَ أَيْضًا كَالضَّغْطَةِ بِفَتْحِ الْفَاءِ لَفْظًا وَمَعْنًى Yaʹnî zamm-ı fâ΄ ile dahi gelir ضَغْطَةٌ [ḋaġṯat] gibi darlık maʹnâsına. Ve fi’l-hadîsi: “اَللَّهُمَّ اشْدُدْ وَطْأَتَكَ عَلَى مُضَرَ”

Sıradaki Maddeler

Arama ekranı

Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı