اَلْبَدُّ [el-bedd] (bâ’nın fethi ve dâl’ın teşdîdiyle) Ayırmak maʹnâsınadır; yukâlu. بَدَّ رِجْلَيْهِ بَدًّا مِنَ الْبَابِ اْلأَوَّلِ إِذَا فَرَّقَهُمَا Ve
بَدٌّ [bedd] Yorulmak, taʹab ve kelâl maʹnâsınadır; tekûlu: عَرَضَ لِي مِنْهُ بَدٌّ أَيْ تَعَبٌ Ve bir kimseyi bir nesneden keff ve menʹle baʹîd ve bertaraf eylemek maʹnâsına istiʹmâl olunur; yukâlu: بَدَّ فُلاَنٌ صَاحِبَهُ عَنْهُ إِذَا أَبْعَدَهُ وَكَفَّهُ وَتَجَافَى بِهِ
اَلْبَدُّ [el-bedd] (bâ’nın fethiyle) Ayırmak; yukâlu: بَدَّهُ يَبُدُّهُ بَدًّا مِنَ الْبَابِ الْأَوَّلِ أَيْ فَرَّقَهُ Ve
بَدٌّ [bedd] Pâlânın eğrimin doldurmağa dahi derler; yukâlu: بَدَّ قَتَبَهُ يَبُدُّهُ وَهُوَ أَنْ تَتَّخِذَ خَرِيطَتَيْنِ فَتَحْشُوَهُمَا فَتَجْعَلَهُمَا تَحْتَ الْأَحْنَاءِ لِئَلَّا يُدْبِرَ الْحَشَبُ الْبَعِيرَ Yaʹnî iki sahtiyân pâresinin için doldurup pâlânın ağaçlarının altına komaktır, yağır etmesin diye.
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı