اَلْجَرْضُ [el-cerḋ] (قَرْضٌ [ḵarḋ] vezninde) Boğmak ve bunaltmak maʹnâsınadır; yukâlu: جَرَضَهُ جَرْضًا مِنَ الْبَابِ اْلأَوَّلِ إِذَا خَنَقَهُ
اَلْجَرَضُ [el-ceraḋ] (fethateynle) Tükrüğe ve ağız yarına denir, رِيقٌ [rîḵ] maʹnâsına. Ve
جَرَضٌ [ceraḋ] Masdar olur, bir kimse gam ve gussadan nâşî tükrüğünü yutamayıp yutkunup kalmak maʹnâsınadır; yukâlu: جَرِضَ الرَّجُلُ بِرِيقِهِ جَرَضًا مِنَ الْبَابِ الرَّابِعِ إِذَا ابْتَلَعَهُ بِالْجَهْدِ عَلَى هَمٍّ Ve tükrük yutulmayıp boğaza tıkanmak maʹnâsınadır ki ifrât-ı gamm u gussadan olur; yukâlu: جَرِضَ رِيقُهُ إِذَا غُصَّ
اَلْجَرَضُ [el-ceraḋ] (fethateynle) Bir kimse kendi ağzı yarını yutamayıp boğulmak; yukâlu: جَرَضَ بِرِيقِهِ يَجْرِضُ مِنَ الْبَابِ الثَّانِي Ve bu gussa zamânında ağzı yarın güçle yutmaktan olur.
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı