اَلتَّذَؤُّبُ [et-teže΄΄ub] (fethateynle ve hemzenin zammı ve teşdîdiyle) ve
اَلتَّذَاؤُبُ [et-težâ΄ub] (ʹalâ-vezni اَلتَّعَاظُم [et-teʹâżum]) Rüzgârların türlü türlü esmesi; yukâlu: تَذَاءَبَتِ الرِّيحُ إِذَا اخْتَلَفَتْ وَجَاءَتْ مَرَّةً كَذَا وَمَرَّةً كَذَا Ve baʹzılar eyitti: Bu fiʹl ذِئْبٌ [ži΄b]den me΄hûzdur, zîrâ ki ذِئْبٌ [ži΄b] gâh o cânibden ve gâh bu cânibden gelir. Ve
تَذَاؤُبٌ [težâ΄ub] Hîle ile nâkaya veledin emdirmektir. Ve hîle budur ki kurda benzer libâs giyip nâkayı korkutmaktır tâ ki veledine râm ola.
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı