Şârih der ki terkîb-i mezkûrda أَكْبَرُ [ekberu] faʹîl mevziʹine mevzûʹ olmakla اَللهُ الْكَبِيرُ sebkindedir. Celâlet-i rabbâniyyeye efʹal sîgası mülâyimdir, niteki ﴿وَمَا رَبُّكَ بِظَلاَّمٍ لِلْعَبِيدِ﴾ kerîmesinde dahi bu nükte merʹîdir yâhûd أللهُ أَكْبَرُ كَبِيرٍ takdîrindedir ki muzâfün ileyhi mahzûftur yâhûd أَكْبَرُ مِنْ كُلِّ شَيْءٍ sebkindedir, vuzûhuna mebnî hazf olundu yâhûd أَكْبَرُ مِنْ أَنْ يُعْرَفَ كُنْهُ كِبْرِيَائِهِ takdîrindedir. Ve اَللهُ أَكْبَرُ كَبِيرًا terkîbinde كَبِيرٌ [kebîren] تَكْبِيرًا maʹnâsınadır ki mukadderen كَبَّرَ fiʹliyle mansûbdur, ism-i masdar makâmına ikâmet olunmuştur. İntehâ. Ve
تَكْبِيرٌ [tekbîr] Bir nesneyi büyütmek ve ululatmak maʹnâsınadır; yukâlu: كَبَّرَ الشَّيْءَ إِذَا جَعَلَهُ كَبِيرًا
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı