اَلْجَرَزُ [el-cerez] (fethateynle) Kurak yıla denir, sene-i cedbe maʹnâsına. Ve cism ve bedene denir. Cemʹi أَجْرَازٌ [ecrâz] gelir; ve minhu yukâlu: طَوَتِ الْحَيَّةُ أَجْرَازَهَا أَيْ جِسْمَهَا Yaʹnî “Yılan bedenini kıvırdı.” Her bir kıvrımı bir cism-i mahsûs iʹtibâr olunmuştur. Ve
جَرَزٌ [cerez] İnsânın göğsüne yâhûd beline denir; yukâlu: ضَرَبَهُ جَرَزَهُ أَيْ صَدْرَهُ أَوْ وَسَطَهُ Ve erkek devenin arkası etine denir.
اَلْجَرْزُ [el-cerz] (cîm’in fethi ve râ’nın sükûnuyla) Tîz tîz yemek maʹnâsınadır; yukâlu: جَرَزَ الرَّجُلُ جَرْزًا مِنَ الْبَابِ اْلأَوَّلِ إِذَا أَكَلَ أَكْلاً وَحِيًّا Ve katl eylemek maʹnâsınadır; yukâlu: جَرَزَهُ إِذَا قَتَلَهُ Ve değnekle yâ bir ağaçla dürtmek maʹnâsınadır; yukâlu: جَرَزَهُ إِذَا نَخَسَهُ Ve kesmek maʹnâsınadır; yukâlu: جَرَزَهُ إِذَا قَطَعَهُ Ve
جَرْزٌ [cerz] Otsuz yere ıtlâk olunur, ke-mâ se-yuzkeru.
اَلْجَرَزُ [el-cerez] (fethateynle) Otsuz yer maʹnâsına geldiği gibi kıtlık yılına dahi derler. Ve
جَرَزٌ [cerez] Yoğunluk ve fermûdelik maʹnâsına da gelir; yukâlu: إِنَّهُ لَذُو جَرَزٍ أَيْ غِلَظٍ
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı