اَلْحُطَمَةُ [el-ḩuṯamet] (ḩâ’nın zammı ve ṯâ’nın fethiyle) Esmâ΄-i nârdandır, zîrâ nâr kendiye ilkâ olunan nesneyi kesr edip zâyiʹ eder. Ve
حُطَمَةٌ [ḩuṯamet] Kesîrü’l-ekl olan kimseye de derler; yukâlu: رَجُلٌ حُطَمَةٌ إِذَا كَانَ كَثِيرَ الْأَكْلِ Ve
حُطَمٌ [ḩuṯam] ve
حُطَمَةٌ [ḩuṯamet] Hayvâna şefkati az olan kimseye de derler, şöyle ki hayvânâtı zecr edip birbirine katmakla münkesir kıla. Ve fi’l-meseli: “شَرُّ الرِّعَاءِ الْحُطَمَةُ” Ve رِعَاءٌ [riʹâ΄] râ’nın kesriyle رَاعِي [râʹî]nin cemʹidir, çoban maʹnâsına. Ve
حُطَمَةٌ [ḩuṯamet] Elliden yüze varınca olan deve sürüsü. Ve bunlara حُطَمَةٌ [ḩuṯamet] dediler, her neye uğrarlar ise münkesir kıldıklarından ötürü.
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı