اَلدَّحْبُ [ed-daḩb] (dâl’ın fethi ve ḩâ’nın sükûnuyla) Defʹ eylemek maʹnâsınadır; yukâlu: دَحَبَهُ دَحْبًا مِنَ الْبَابِ الثَّانِي إِذَا دَفَعَهُ Ve
دَحْبٌ [daḩb] ve
دُحَابٌ [duḩâb] (غُرَابٌ [ġurâb] vezninde) Cimâʹ eylemek maʹnâsınadır; yukâlu: دَحَبَ جَارِيَتَهُ دَحْبًا وَدُحَابًا إِذَا جَامَعَهَا Niteki دَحْبَأَ [daḩbe΄e] dahi bu maʹnâyadır; yukâlu: دَحْبَأَهَا يُدَحْبِئُهَا دَحْبَأَةً أَيْ جَامَعَهَا Lâkin bu mâddeyi mü΄ellif ne mehmûzda ve ne muʹtelde zikr eylemiştir, ʹâdeti üzere ilhâk için olsa dahi icmâlen zikr eder idi.
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı