اَلذَّبْرُ [ež-žebr] (صَبْرٌ [ṡabr] vezninde) Yazı yazmak maʹnâsınadır; yukâlu: ذَبَرَ الْكِتَابَ ذَبْرًا مِنَ الْبَابِ الثَّانِي وَالْأَوَّلِ إِذَا كَتَبَهُ Ve yazıyı noktalayıp iʹcâm eylemek maʹnâsınadır; yukâlu: ذَبَرَ الْكِتَابَ إِذَا نَقَطَهُ Ve hafîce kırâ΄at ʹalâ-kavlin sürʹatle kırâ΄ât eylemek maʹnâsınadır; yukâlu: ذَبَرَ الْقُرْآنَ إِذَا قَرَأَهُ خُفْيَةً أَوْ سَرِيعَةً Ve
ذَبْرٌ [žebr] Ḩimyer kabîlesi lisânında hurmâ yaprağı üzere yazılan yazıya denir ki kâğıd gibi ona yazı yazarlar. Ve
ذَبْرٌ [žebr] Kezâlik masdar olur, gereği gibi fehm ve idrâk eylemek maʹnâsınadır; yukâlu: ذَبَرَ الشَّيْءَ إِذَا عَلِمَهُ وَفَقِهَ بِهِ Ve
ذَبْرٌ [žebr] Sahîfeye denir; yukâlu: ذَبَرَ فِي الذَّبْرِ أَيْ فِي الصَّحِيفَةِ Cemʹi ذِبَارٌ [žibâr]dır žâl’ın kesriyle.
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı