Žâtu’n-Niḩyeyn ~ ذَاتُ النِّحْيَيْنِ

Vankulu Lugatı - ذات النحيين maddesi

اَلْأَنْحَاءُ [el-enḩâ΄] (hemzenin fethi ve nûn’un sükûnu ve elifin meddiyle) Cemʹi, zikr olunan tulumlar, Ebû ʹUbeyd rivâyeti üzere. Ve fi’l-meseli: “أَشْغَلُ مِنْ ذَاتِ النِّحْيَيْنِ” Ve

ذَاتُ النِّحْيَيْنِ [Žâtu’n-Niḩyeyn] Teymullâh b. Šaʹlebe cemâʹatinden bir ʹavrettir ki zamân-ı câhiliyyette yağ satardı. Ḣavvât b. Cubeyr el-Enṡârî onunla yağ bâzâr ederken tulumun birin çözüp yağın gördükte mezbûreye bunu tut öbürün dahi görelim deyip ʹavret iki eliyle iki tulumun ağzın tutmak lâzım gelicek mezbûrenin üzerine gelip mücâmaʹat edip firâr etmiş. Ona binâ΄en mesel-i mezbûr darb olunmuş, baʹdehu Ḣavvât, İslâm’a gelip gazâ-yı Bedr’e hâzır olmuştur, hattâ bir gün Resûl-i Ekrem sallallâhu ʹaleyhi ve sellem mezbûre “كَيْفَ شِرَاؤُكَ يَا خَوَّاتُ” diye tebessüm ettikte يَا رَسُولَ اللهِ قَدْ رَزَقَ اللهُ الْخَيْرَ وَأَعُوذُ بِاللهِ مِنَ الْحَوْرِ بَعْدَ الْكَوْرِ demiş. Ve حَوْرٌ [ḩavr] ḩâ΄-i mühmele ve sükûn-ı vâv ile noksân maʹnâsına ve كَوْرٌ [kevr] vezn-i mezbûr üzere ziyâde maʹnâsınadır. Ve maʹnâ Hakk taʹâlâ hayrlı nesneden yaʹnî dîn-i İslâm’dan ayırmasın demek olur.

Sıradaki Maddeler

Arama ekranı

Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı