şibaʹ ~ شِبَعٌ

Vankulu Lugatı - شبع maddesi

اَلشِّبَعُ [eş-şibaʹ] (şîn’in kesri ve bâ’nın fethiyle) Tokluktur ki جُوعٌ [cûʹ]un mukâbilidir; tekûlu: شَبِعْتُ خُبْزًا وَلَحْمًا وَمِنْ خُبْزٍ وَلَحْمٍ شِبَعًا مِنَ الْبَابِ الرَّابِعِ وَهُوَ مِنْ مَصَادِرِ الطَّبَائِعِ Yaʹnî efʹâl-i cevârihten değildir, gûyâ ki masdarı fethateynle gelmediğini beyân olur. Ve

شِبَعٌ [şibaʹ] Bir nesneyi kerîh görmek maʹnâsına da gelir; tekûlu: شَبِعْتُ مِنْ هَذَا الْأَمْرِ وَرَوِيتُ إِذَا كَرِهْتَهُ وَهُمَا عَلَى الْإِسْتِعَارَةِ Ve

شِبَعٌ [şibaʹ] Doymağa karîb olmak maʹnâsına da gelir, Yaʹḵûb rivâyeti üzere; yukâlu: هَذَا بَلَدٌ قَدْ شَبِعَتْ غَنَمُهُ إِذَا قَارَبَتِ الشِّبَعَ وَلَمْ تَشْبَعْ

Sıradaki Maddeler

Arama ekranı

Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı