اَلْمَطْلُولُ [el-maṯlûl] ve
اَلطَّلِيلُ [eṯ-ṯalîl] (أَمِيرٌ [emîr] vezninde) Heder olan deme denir; yukâlu: دَمٌ مَطْلُولٌ وَطَلِيلٌ أَيْ هَدَرٌ Ve
طَلِيلٌ [ṯalîl] Mahlûka denir, halk maʹnâsına. Baʹzı nüshalarda اَلْحُلْوُ ʹibâretiyle ki tatlı nesne demektir vârid olup lâkin şârih خَلَق nüshasını tasvîb eylemiştir. Ve baʹzı nüshada خَلِقٌ lafzı كَتِفٌ [ketif] vezninde mazbût olmakla eski nesne demek olur. Vicdânımızda bu nüsha ercahtır. Ve
طَلِيلٌ [ṯalîl] Hasıra denir, ʹalâ-kavlin دَوْمٌ [devm] ağacından yâhûd hurmâ dalından yâ kabuğundan işlenmiş olanına denir; cemʹi أَطِلَّةٌ [eṯillet] gelir, أَجِلَّةٌ [ecillet] vezninde ve طِلَّةٌ [ṯillet] gelir ṯâ’nın kesriyle ve طُلُلٌ [ṯulul] gelir, كُتُبٌ [kutub] vezninde.
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı