ṯanef ~ طَنَفٌ

Kamus-ı Muhit - طنف maddesi

اَلطَّنَفُ [eṯ-ṯanef] (fethateynle) Sandık ve sepet üzere üstüvâr ettikleri kırmızı kayışlara ve kırmızı derilere denir ki zînet için ederler. Ve

طَنَفٌ [ṯanef] Töhmet maʹnâsınadır. Ve methûm olmak maʹnâsına masdar olur; yukâlu: طَنِفَ الرَّجُلُ طَنَفًا مِنَ الْبَابِ الرَّابِعِ إِذَا اتَّهَمَ Ve طَنَافَةٌ [ṯanâfet] maʹnâsınadır, ke-mâ se-yuzkeru.

اَلطَّنْفُ [eṯ-ṯanf] (ṯâ’nın fethi ve zammı ve fethateynle ve zammeteynle) Dağın bir tarafına doğru domalıp çıkan yerine denir. Ve dağın kulelerinden bir kuleye denir; cemʹi أَطْنَافٌ [aṯnâf] ve طُنُوفٌ [ṯunûf] gelir. Ve

طَنْفٌ [ṯanf] (ṯâ’nın fethi ve zammıyla) Duvar üzere yapılan kemer tarzında saçağa ve örtüye denir; tekûlu: إِجْعَلْ لِحَائِطِكَ طَنْفًا أَيْ إِفْرِيزًا وَهُوَ سَقِيفَةٌ نَادِرَةٌ مِنْ أَعْلاَهُ تَقِيهُ الْمَطَرُ Ve binâdan hâric yüksek şeh-nişîn ve çıkma taʹbîr olunan yere denir. Ve kapı üzerinde olan sundurmaya ve saçağa denir.

Vankulu Lugatı - طنف maddesi

اَلْمُطْنِفُ [el-muṯnif] (mîm’in zammı ve nûn’un kesriyle) Dağ başına çıkan kimse. Ve

طَنَفٌ [ṯanef] Kezâlik dîvârın küngüresine derler. Ve ev kapısının üzerine yaptıkları sâyebâna dahi derler. Ve

طَنَفٌ [ṯanef] Kezâlik kayışlara dahi derler, سُيُورٌ [suyûr] maʹnâsına. Ve ṯâ’nın zammı dahi lügattır, bunların cemîʹisinde.

Sıradaki Maddeler

Arama ekranı

Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı