ʹAżm ~ عَظْمٌ

Kamus-ı Muhit - عظم maddesi

اَلْعَظْمُ [el-ʹażm] (ʹayn’ın fethiyle) Kemiğe denir, Fârisîde ustuḣân derler; cemʹi أَعْظُمٌ [aʹżum]dur, أَفْلُسٌ [eflus] gibi ve عِظَامٌ [ʹiżâm]dır ʹayn’ın kesriyle ve عِظَامَةٌ [ʹiżâmet]tir, âhirindeki hâ-i te΄nîs cemʹ içindir. Ve

عَظْمٌ [ʹAżm] Bir mevziʹ adıdır. Ve

عَظْمُ الرَّحْلِ [ʹażmu’r-raḩl] Semerin edevât ve esbâbsız ahşâbından ʹibârettir. Ve

عَظْمُ الْفَدَّانِ [ażmu’l-feddân] Ucuna saban demiri geçirdikleri tahtadır ki saban eneği taʹbîr olunur.

اَلْعِظَمُ [el-ʹiżam] (ʹayn’ın kesri ve żâ-yı muʹcemenin fethiyle) Ululuğa denir ki ismdir, Fârisîde büzürgî denir; yukâlu: بِهِ عِظَمٌ وَهُوَ خِلَافُ الصِّغَرِ Ve

عِظَمٌ [iżam] ve

عَظَامَةٌ [ʹażâmet] (كَرَامَةٌ [kerâmet] vezninde) Masdarlardır, ulu olmak maʹnâsınadır; yukâlu: عَظُمَ الشَّيْءُ عِظَمًا وَعَظَامَةً مِنَ الْبَابِ الْخَامِسِ ضِدُّ صَغُرَ

Vankulu Lugatı - عظم maddesi

عُظْمٌ [ʹużm] (ʹayn’ın zammı ve żâ’nın sükûnuyla) Bir kelimedir ki taʹaccüb maʹnâsına istiʹmâl olunur; yukâlu: عُظْمَ الْبَطْنُ بَطْنُكَ بِمَعْنَى عَظُمَ Pes muhaffef ve menkûl olur, yaʹnî żâ’nın zammesin tahfîf edip hareketin mâ-kabline verirler. Ve bu medh makâmında yâhûd zemm makâmında istiʹmâl olunur. Ve her nesne ki نِعْمَ tarîkinde ve بِئْسَ tarîkinde olmak sahîh olmuştur, onun tahfîfi ve vasatının hareketin mâ-kabline nakli sahîhtir. Ve şol nesne ki نِعْمَ ve بِئْسَ tarîkinde olması sahîh değildir, onda nakl-i mezbûr sahîh değildir, her ne denli tahfîf câ΄iz olursa yaʹnî حَسُنَ الْوَجْهُ وَجْهُكَ dersin bi-zammi’s-sîn ve حَسْنَ الْوَجْهُ وَجْهُكَ dersin bi-sükûni’s-sîn ve حُسْنَ الْوَجْهُ وَجْهُكَ dersin bi-zammi’l-ḩâ΄ ve sükûni’s-sîn ve قَدْ حُسْنَ وَجْهُكَ demezsin bi-zammi’l-ḩâ΄ ve sukûni’s-sîn, zîrâ نِعْمَ kelimesi قَدْ ile istiʹmâl olunmak câ΄iz olmaz. Ammâ قَدْ حَسْنَ وَجْهُكَ dersin bi-fethi’l-ḩâ΄ ve sukûni’s-sîn tahfîf bilâ-nakl câ΄iz olduğundan ötürü. Ve sâ΄irleri dahi bunun üzerine kıyâs eyle.

Sıradaki Maddeler

Arama ekranı

Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı