اَلْعُنَابُ [el-ʹunâb] (غُرَابٌ [ġurâb] vezninde) Burnu büyük olan kimseye denir; yukâlu: رَجُلٌ عُنَابٌ أَيْ كَبِيرُ الْأَنْفِ Ve Mekke yolunda bir dağın ve bir derenin ismidir. Ve
عُنَابٌ [ʹunâb] عَفَلٌ [ʹafel] yaʹnî baʹzı hatunların fercinde debelik gibi hâdis olan şişe denir; ʹalâ-kavlin بَظْرٌ [bażr] yaʹnî fercin vasatında olan lahm-ı zâ΄ide denir ki dılak taʹbîr olunur. Ve
عُنَابُ [ʹUnâb] Mâlik b. Nuveyre’nin feresi adıdır. Ve
عُنَابٌ [ʹunâb] Küçük kara dağa denir. Ve uzun değirmi dağa denmekle azdâddan olur.
اَلْعَنَّابُ [el-ʹannâb] (شَدَّادٌ [şeddâd] vezninde) Üzüm satan kimseye denir. Ve
عَنَّابٌ [ʹAnnâb] Ḩureyšamp; en-Nebhânî nâm kimsenin pederi ismidir. Cevherî’nin ʹAnnâb b. Ebî Ḩârišamp;e taʹbîri galattır, zîrâ o tâ-yı fevkiyye ile ʹAttâb’dır. Şârih der ki Cevherî onda erbâb-ı lügatten çok zevâta muvâfakat eylemiştir.
عَنَّابٌ [ʹAnnâb] (ʹayn’ın fethi ve nûn’un teşdîdiyle) ʹAnnâb b. Ebî Ḩârišamp;e bir recüldür Benî Ṯayyi΄ kabîlesinden.
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı