اَلْقَاعِدُ [el-ḵâʹid] Özdek bağlamış hurmâ fidanına ıtlâk olunur, ʹalâ-kavlin el yetişir olan hurmâ ağacına denir; yukâlu: فَسِيلَةٌ قَاعِدٌ إِذَا صَارَ لَهَا جِذْعٌ أَوْ هِيَ النَّخْلَةُ الَّتِي تَنَالُهَا الْيَدُ Ve
قَاعِدٌ [ḵâʹid] Hubûbâtla dopdolu çuvala ıtlâk olunur Ve veledden ve hayzdan ve muʹâmele-i zevciyyeden kalmış hatuna ıtlâk olunur; yukâlu: إِمْرَأَةٌ قَاعِدٌ إِذَا قَعَدَتْ عَنِ الْوَلَدِ وَالْحَيْضِ وَالزَّوْجِ
اَلْقَوَاعِدُ [el-ḵavâʹid] (ḵâf’ın fethi ve ʹayn’ın kesriyle) قَاعِدٌ [ḵâʹid]in cemʹi evlâddan kalmış ʹavretler maʹnâsına. Ve bünyâd maʹnâsına da gelir. Ve mihaffenin altında arkırı olan ağaçlara dahi قَوَاعِدُ [ḵavâʹid] derler. Ve
قَاعِدٌ [Ḵâʹid] Ḣavâricden bir tâ΄ifedir.
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı