keynûnet ~ كَيْنُونَةٌ

Vankulu Lugatı - كينونة maddesi

اَلْكَيْنُونَةُ [el-keynûnet] (kâf’ın fethi ve yâ’nın sükûnu ve nûn’un zammı ve meddiyle) Kezâlik olmak; tekûlu: كَانَ كَوْنًا وَكَيْنُونَةً شَبَّهُوهُ بِالْحَيْدُودَةِ وَالطَّيْرُورَةِ مِنْ ذَوَاتِ الْيَاءِ وَلَمْ يَجِئْ مِنَ الْوَاوِ عَلَى هَذَا إِلَّا أَحْرُفٌ كَيْنُونَةٌ وَدَيْمُومَةٌ وَقَيْدُودَةٌ Ve حَيْدُودَةٌ [ḩaydûdet] ḩâ΄-i mühmele ile dönmek maʹnâsına. Ve طَيْرُورَةٌ [ṯayrûret] uçmak maʹnâsına. Ve هَيْعُوعَةٌ [heyʹûʹat] istifrâg etmek maʹnâsına.Ve دَيْمُومَةٌ [deymûmet] dâ΄im olmak maʹnâsına. Ve قَيْدُودَةٌ [ḵaydûdet] yedmek maʹnâsınadır. Ve

كَيْنُونَةٌ [keynûnet] Aslında كَيَّنُونَةٌ idi yâ’nın teşdîdiyle pes yâ’ların birin hazf ettiler, nitekim هَيِّنٌ [heyyin] ve مَيِّتٌ [meyyit] kelimelerinde hazf olundu. Ve eger aslı كَيَّنُونَةٌ olup tahfîf olunmuş olmasa كَوْنُونَةٌ denmek lâzım olurdu. Ve ammâ حَيْدُودَةٌ [ḩaydûdet] aslında فَعْلُولَةٌ [faʹlûlet] idi, ʹayn’ın fethiyle teskîn olunup حَيْدُودَةٌ denidi.

Sıradaki Maddeler

Arama ekranı

Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı