اَلْمُظْلِمُ [el-mużlim] (مُحْسِنٌ [muḩsin] vezninde) Şerr ve şûru kesîr olan güne ıtlâk olunur; yukâlu: يَوْمٌ مُظْلِمٌ أَيْ كَثِيرُ الشَّرِّ Ve
مُظْلِمٌ [mużlim] ve
مِظْلَامٌ [miżlâm] (مِحْرَابٌ [miḩrâb] vezninde) Be-gâyet çepreşik ve düşvâr işe ıtlâk olunur ki cihet-i güşâyişi ve semt-i teşebbüs ü temşîti maʹlûm olmaya; yukâlu: أَمْرٌ مُظْلِمٌ وَمِظْلَامٌ إِذَا كَانَ لَا يُدْرَى مِنْ أَيْنَ يُؤْتَى Ve pek siyâh saça vasf olur; yukâlu: شَعْرٌ مُظْلِمٌ أَيْ حَالِكٌ Ve şol nebâta vasf olur ki pek sebz ve mutarrâ olmakla karamtık görünür ola ki pek koyu yeşil olur; yukâlu: نَبْتٌ مُظْلِمٌ أَيْ نَاضِرٌ يَضْرِبُ إِلَى السَّوَادِ مِنْ خُضْرَتِهِ
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı