nisyân ~ نِسْيَانٌ

Vankulu Lugatı - نسيان maddesi

اَلنِّسْيَانُ [en-nisyân] (nûn’un kesri ve sîn’in sükûnuyla) Bir nesneyi unutmak ki ذِكْرٌ [žikr]in mukâbilidir; tekûlu: نَسِيتُ الشَّيْءَ نِسْيَانًا مِنَ الْبَابِ الرَّابِعِ وَلَا تَقُلْ نَسَيَانًا بِالْفَتْحَتَيْنِ لِأَنَّ النَّسَيَانَ تَثْنِيَةُ نَسَا الْعِرْقِ Ve

نِسْيَانٌ [nisyân] Gâh olur ki terk maʹnâsına gelir, Ebû ʹUbeyde rivâyeti üzere. Kâlallâhu taʹâlâ: ﴿نَسُوا اللهُ فَنَسِيَهُمْ﴾ (التوبة، 67) ve kâlallâhu taʹâlâ: ﴿وَلَا تَنْسَوُا الْفَضْلَ بَيْنَكُمْ﴾ (البقرة، 237) Baʹzılar bunda hemzeyi câ΄iz gördüler. Ve Muberred eyitti: Her vâv ki mazmûm ola onu hemze kılmak câ΄izdir, illâ şol vâv ki onda ihtilâf etmişlerdir. Ve o Bârî taʹâlânın ﴿وَلَا تَنْسَوُا الْفَضْلَ﴾ (البقرة، 237) dediği kavlinde olan vâv’dır ki bu mislli cemʹlerde olan vâv hemze kılınması câ΄izdir, lâkin muhtâr hemze kılınmamasıdır. Ve bunun aslı تَنْسَيُوا dur, yâ sâkin kılınıp hazf olunduktan sonra vâv’ın harekete ihtiyâcı olıcak yâ’nın zammesi getirilmiştir.

Sıradaki Maddeler

Arama ekranı

Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı