اَلنُّسْكُ [en-nusk] (nûn’un zammıyla) ve
اَلنُّسُكُ [en-nusuk] (zammeteynle) ve
اَلنَّسِيكَةُ [en-nesîket] (سَفِينَةٌ [sefînet] vezninde) Hak yoluna zebh olunan kurbâna denir, ʹalâ-kavlin نُسْكٌ [nusk] nûn’un zammıyla kurbânın demine ve نَسِيكَةٌ [nesîket] kurbâna denir; yukâlu: مَنْ صَنَعَ كَذَا فَعَلَيْهِ نُسْكٌ وَنُسُكٌ وَنَسِيكَةٌ أَيْ ذَبِيحَةٌ أَوِ النُّسْكُ اَلدَّمُ وَالنَّسِيكَةُ اَلذَّبِيحَةُ Ve
نَسِيكَةٌ [nesîket] Altından yâ gümüşten yoğun sebîke gibi kıtʹaya denir. Şârih der ki bu musaffâ olanına mahsûstur, hattâ ʹibâdet maʹnâsı bundan me΄hûz olduğu baʹzılardan menkûldür.
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı