اَلْإِحْتِسَاءُ [el-iḩtisâ΄] (إِفْتِعَالٌ [iftiʹâl] vezninde) ve
اَلتَّحْسِيَةُ [et-taḩsiyet] (تَأْدِيَةٌ [te΄diyet] vezninde) Eşme kazmak maʹnâsınadır; yukâlu: إِحْتَسَى حِسًى إِذَا احْتَفَرَهُ Ve
إِحْتِسَاءٌ [iḩtisâ΄] Bir adamın mâ-fi’z-zamîrini yoklamak maʹnâsına müstaʹmeldir; yukâlu: إِحْتَسَى مَا فِي نَفْسِهِ إِذَا اخْتَبَرَهُ
اَلْإِحْتِسَاءُ [el-iḩtisâ΄] (hemzenin ve tâ’nın kesriyle) İçmek. Ve
إِحْتِسَاءٌ [iḩtisâ΄] Kumu kazıp su çıkarmağa dahi derler, ʹalâ-mâ se-yecî΄u; tekûlu: أَحْسَيْتُهُ الْمَرَقَ فَحَسَاهُ وَاحْتَسَاهُ بِمَعْنًى Ve مَرَقٌ [meraḵ] fethateynle) şorbaya derler.
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı