اَلْإِحْتِقَاقُ [el-iḩtiḵâḵ] (hemzenin ve tâ’nın kesriyle) Birkaç kimse husûmet etmek, إِخْتِصَامٌ [iḣtiṡâm] maʹnâsına; yukâlu: إِحْتَقَّ فُلَانٌ وَفُلَانٌ Pes husûmet taraf-ı vâhidden olanına إِحْتَقَّ demezler,إِخْتَصَمَ demedikleri gibi. Ve
إِحْتِقَاقٌ [iḩtiḵâḵ] At arıklamağa dahi derler; yukâlu: إِحْتَقَّ الْفَرَسُ إِذَا ضَمُرَ Ve
إِحْتِقَاقٌ [iḩtiḵâḵ] Sayda bir nesne atıp baʹzı katl edip baʹzı yaralı kurtulmak; yukâlu: رَمَى فُلَانٌ الصَّيْدَ وَاحْتَقَّ بَعْضًا وَشَرَّمَ بَعْضًا إِذَا قَتَلَ بَعْضًا وَأَفْلَتَ بَعْضٌ جَرِيحًا Ve إِفْلَاتٌ [iflât] fâ ile ve tâ-i müsennâtla halâs bulmak. Ve تَشْرِيمٌ [teşrîm] şîn-i muʹceme ile saydı yaralı kaçırmaktır.
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı