اَلْأَحَصُّ [el-eḩaṡṡ] Vasftır, başının kılları az olan kişiye denir; yukâlu: رَجُلٌ أَحَصُّ أَيْ بَيِّنُ الْحَصَصِ يَعْنِي قَلِيلُ شَعْرِ الرَّأْسِ وَكَذَا يُقَالُ طَائِرٌ أَحَصُّ الْجَنَاحِ أَيِ الْقَلِيلُ الرِّيشِ Ve
أَحَصُّ [eḩaṡṡ] Güneşli, be-gâyet ayazlık güne vasf olur; yukâlu: يَوْمٌ أَحَصُّ إِذَا كَانَتْ قَدْ طَلَعَتْ شَمْسُهُ وَصَفَتْ سَمَاؤُهُ Ve namlusunda aslâ eser ve rahne ve küdûret olmayan mücellâ kılıca vasf olur; yukâlu: سَيْفٌ أَحَصُّ أَيْ لاَ أَثَرَ فِيهِ Ve uğursuz kimseye denir; yukâlu: رَجُلٌ أَحَصُّ أَيْ مَشْؤُومٌ
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı