اَلْإِحْفَاءُ [el-iḩfâ΄] (hemzenin kesri ve ḩâ’nın sükûnuyla) Atın ayağı taşırgamak; yukâlu: أَحْفَى الْفَرَسُ إِذَا انْسَحَجَ حَافِرُهُ Ve إِنْسِحَاجٌ [insiḩâc] ḩâ΄-i mühmeleden sonra cîm’le soyulmaktır. Ve
إِحْفَاءٌ [iḩfâ΄] Bir kimsenin davarı zikr olunan vech üzere olmağa dahi derler; yukâlu: أَحْفَى الرَّجُلُ إِذَا حَفِيَتْ دَابَّتُهُ Ve
إِحْفَاءٌ [iḩfâ΄] Söyleşmenin ve münâzaʹanın nihâyetin bulmağa dahi derler; yukâlu: أَحْفَى شَارِبَهُ إِذَا اسْتَقْصَى فِي أَخْذِهِ وَأَلْزَقَ جَزَّهُ Ve إِلْزَاقٌ [ilzâḵ] ilsâk maʹnâsına ve جَزٌّ [cezz] katʹ maʹnâsınadır. Ve fi’l-hadîsi: “إِنَّهُ أَمَرَ أَنْ تُحْفَى الشَّوَارِبُ وَتُعْفَى اللِّحَى” Yaʹnî bıyık kırkılıp sakal salıverilmesine emr olundu.
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı