eserr ~ أَسَرُّ

Kamus-ı Muhit - أسر maddesi

Şârih der ki أَسْرٌ fi’l-asl إِسَارٌ [isâr] ile yaʹnî sırım ile semer ağacını çekip bağlamak maʹnâsına mevzûʹdur, baʹdehu mutlakâ bağlamak ve bu münâsebetle takviye vermek ve kavî kılmak ve esîr eylemek maʹnâları müteferriʹ olmuştur. İntehâ. Ve

أَسْرٌ [esr] Bir şey΄i sırım ve sâ΄ir sargı makûlesiyle sarmak maʹnâsınadır; yukâlu: أَسَرَهُ إِذَا عَصَبَهُ Ve insânın halk ve hulkunu muhkem ve kavî kılmak maʹnâsına müstaʹmeldir; yukâlu: أَسَرَهُ اللهُ أَيْ خَلَقَهُ ذَا قُوَّةٍ وَشِدَّةٍ فِي الْخَلْقِ وَالْخُلُقِ Ve bu maʹnâda أَسْرٌ [esr] ism olur; ve minhu kavluhu taʹâlâ ﴿وَشَدَدْنَا أَسْرَهُمْ﴾ أَيْ خَلْقَهُمْ Kâle’l-Beydâvî: فَأَحْكَمْنَا رَبْطَ مَفَاصِلِهِمْ بِالْأَعْصَابِ Ve kâle’l-mü΄ellif: ﴿وَشَدَدْنَا أَسْرَهُمْ﴾ أَيْ مَفَاصِلَهُمْ أَوِ الْمُرَادُ مَصَرَّتَيِ الْبَوْلِ وَالْغَائِطِ إِذَا خَرَجَ الْأَذَى تَقَبَّضَتَا أَوْ مَعْنَاهُ أَنَّهُمَا لاَ يَسْتَرْخِيَانِ قَبْلَ الْإِرَادَةِ Tefsîr-i evvele göre Hazret-i Hak celle ve ʹalâ buyurur ki “Ben ʹazîmü’ş-şân Ḣallâḵ-ı bî-çûn onların mefâsılını birbirine vasl ve şedd ile metîn ve üstüvâr eyledim” ve tefsîr-i sânîye göre “Bevl ve gâ΄it mecrâlarından her birini hadesler çıktıktan sonra büzülüp devşirilir kıldım” yâhûd “İhrâc-ı hadesi murâdlarından mukaddem sebîllerini gevşeyip müsterhî olmaz eyledim” demektir ki hâsıl-ı maʹnâ olur.

Vankulu Lugatı - أسر maddesi

اَلسَّرَّاءُ [es-serrâ΄] (sîn’in fethi ve elifin meddiyle) Mü΄ennesi; yukâlu: قَنَاةٌ سَرَّاءُ أَيْ جَوْفَاءُ بَيِّنَةُ السَّرَرِ Ve

أَسَرُّ [eserr] دَخِيلٌ [deḣîl] maʹnâsına gelir. Ve دَخِيلٌ [deḣîl] o kimsedir ki bir kimsenin umûruna karışıp esrârına vâkıf ola. Ve

أَسَرُّ [eserr] Şol deveye derler ki كِرْكِرَةٌ [kirkiret]inde cirâhatı ola. Ve كِرْكِرَةٌ [kirkiret] kâf’ın kesriyle devenin döşüne derler ki çöküp oturdukta üzerine oturur. Ve

سَرَّاءُ [serrâ΄] Şâdîliğe dahi derler ki ضَرَّاءُ [ḋarrâ΄]nın mukâbilidir.

Sıradaki Maddeler

Arama ekranı

Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı