اَلْأَسَارِيعُ [el-esârîʹ] (hemzenin fethiyle) Şol filizlere denir ki asma çubuklarının diplerinden sürüp çıkar, tâzesi mayhoşça olmakla ekl olunur; yukâlu: كَأَنَّ بَنَانَهَا أَسَارِيعُ وَهِيَ شُكُرٌ تَخْرُجُ فِي أَصْلِ الْحَبَلَةِ وَرُبَّمَا أُكِلَتْ حَامِضَةً رَطْبَةً Ve insânın dişlerinde olan âb u tâba denir ki uzunca lemʹa şeklinde meşhûd olur; yukâlu: ثَغْرٌ ذُو أَسَارِيعَ أَيْ ذُو ظَلْمٍ وَمَاءٍ Ve yayın ağacında olan yol yol halkî alalara ve hutûta [denir]; yukâlu: قَوْسٌ ذَاتُ أَسَارِيعَ أَيْ خُطُوطٍ وَطَرَائِقَ Ve bir cins ak kurtçağızlara denir ki kumsalda ve Żaby dedikleri derede mütekevvin olur. أَسَارِيعُ [esârîʹ]in müfredi أُسْرُوعٌ [usrûʹ] ve يُسْرُوعٌ [yusrûʹ]dur hemzenin ve yâ’nın zammeleriyle. Ve يُسْرُوعٌ [yusrûʹ]un aslı يَسْرُوعٌ [yesrûʹ] idi yâ’nın fethiyle; râ’nın zammesine tebaʹiyyetle mazmûm oldu. Ve
أَسْرُوعُ الظَّبْيِ [esrûʹu’ż-żaby] Âhû’nun elleri ve ayakları içre olan sinire denir.
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı