el-ḩubet ~ اَلْحُبَةُ

Kamus-ı Muhit - الحبة maddesi

اَلْحُبَةُ [el-ḩubet] (ثُبَةٌ [šamp;ubet] vezninde) Üzüm dânesine denir; cemʹi حُبَى [ḩubâ] gelir, هُدَى [hudâ] vezninde.

اَلْحُبَّةُ [el-ḩubbet] (ḩâ’nın zammıyla) Mahbûb maʹnâsınadır, حِبٌّ [ḩibb] ve حُبَابٌ [ḩubâb] gibi. Ve şol nesneye denir ki onun sana verilmesini yâhûd kendi mâl ve mülkün olmasını sevip hoşlanır olasın. Ve

حُبَّةٌ [ḩubbet] Muhabbet maʹnâsınadır. Ve üzüm çekirdeğine denir, tahfîfle حُبَةٌ [ḩubet] dahi denir. Ve habîbe maʹnâsınadır. Cemʹi حُبَبٌ [ḩubeb] gelir صُرَدٌ [ṡurad] vezninde.

اَلْحَبَّةُ [el-ḩabbet] (ḩâ’nın ve bâ-yı müşeddedenin fethiyle) حَبٌّ [ḩabb] kelimesinin vâhididir, buğday ve arpa ve sâ΄ir gılâlin dânesine denir. Ve حَبٌّ [ḩabb] ism-i cinstir. Cemʹi حَبَّاتٌ [ḩabbât] gelir ve حُبُوبٌ [ḩubûb] gelir ḩâ’nın zammıyla ve حُبَّانٌ [ḩubbân] gelir, تُمْرَانٌ [tumrân] gibi ki تَمْرٌ [temr]in cemʹidir. Ve

حَبَّةٌ [ḩabbet] Hâcet maʹnâsınadır; tekûlu: مَا لِي فِيهِ حَبَّةٌ أَيْ حَاجَةٌ Ve bir hatun ismidir ki Manżûr nâm cinnî ona taʹaşşuk edip dâ΄imâ mülâkat ve onun taʹlîmi üzere o hatun tabâbet eder idi. Ve

حَبَّةٌ [ḩabbet] Bir nesnenin bir kıtʹasına denir. Ve

حَبَّةٌ [ḩabbet] Vezn-i maʹrûftur ki “م،ك،ك” mâddesinde mersûmdur. Orada beyânına göre bir dirhemin sümününün südüsü mikdârıdır ki bir dirhemin kırk sekiz cüz΄ünden bir cüz΄ olur. Ve

حَبَّةُ [Ḩabbet] (harf-i taʹrîfsiz) Esâmîdendir: Ḩabbe b. Baʹkek ve Ḩabbe b. Ḩâbis ashâbdandır. Ve Ḩabbe b. Ebî Ḩabbe ve Ḩabbe b. Muslim ve Ḩabbe b. Cuveyn el-ʹUrenî ve Ḩabbe b. Seleme tabiʹîndendir. Ve Ebû Habbe el-Bedrî, ʹalâ-kavlin savâb olan nûn’ladır ve Ebû Ḩabbe el-Mâzinî ve Ebû Ḩabbe b. ʹAbd b. ʹAmr ve Ebû Ḩabbe b. Ġaziyye ve ʹAbdusselâm b. Aḩmed b. Ḩabbe ve ʹAbdulvahhâb b. Hibetullâh b. Ebî Ḩabbe muhaddisîndendir.

اَلْحِبَّةُ [el-ḩibbet] (ḩâ’nın kesriyle) Sebzevât ve reyâhîn yaʹnî çiçeklerin tohumlarına denir; ʹalâ-kavlin bir hurde nebâttır ki otluklar aralığında nâbit olur yâhûd her nevʹden hubûb-ı muhtelifeye denir, meselâ buğday ve arpa ve mercimek makûlesi hubûb müctemiʹ oldukta ona حِبَّةٌ [ḩibbet] ıtlâk olunur; ʹalâ-kavlin sahrâda biten otların tohumuna denir yâhûd cemîʹ-i nebâtın tohumlarına denir. Müfredi حَبَّةٌ [habbet]tir ḩâ’nın fethiyle. Yâhûd tohumsuz biten nebâtın tohumuna حِبَّةٌ [ḩibbet] denir kesr ile. Ve tohumla biten nebâtın tohumuna حَبَّةٌ [ḩabbet] denir fethle. Ve birbiri üzere yığılıp mütekessir olan otluğa denir; ʹalâ-kavlin sebzevâtın kurusuna denir. Ve

حِبَّةٌ [Ḩibbet] Esâmîdendir: Yaʹḵûb b. Ḩibbe, İmâm Aḩmed hazretlerinden rivâyet-i ehâdîs eylemiştir.

Vankulu Lugatı - الحبة maddesi

اَلْحُبَّةُ [el-ḩubbet] (ḩâ’nın zammıyla) Mahabbet maʹnâsınadır; yukâlu: نَعَمْ وَحُبَّةً وَكَرَامَةً

اَلْحَبَّةُ [el-ḩabbet] (ḩâ’nın fethiyle) Buğday ve buğdaya benzer nesnelerin dânesi; cemʹi حُبُوبٌ [ḩubûb] gelir.

اَلْحِبَّةُ [el-ḩibbet] (ḩâ’nın kesriyle) Sahrâda biten tohumlardır ki kût olur kısmı değillerdir. Ve fi’l-hadîsi: “فَيَنْبُتُونَ كَمَا تَنْبُتُ الْحِبَّةُ فِي حَمِيلِ السَّيْلِ” Yaʹnî sel götürdüğü toprakta biten dâne gibidir. Ve حَمِيلٌ [ḩamîl] ḩâ-i mühmele ile götürülmüş maʹnâsınadır. Cemʹi اَلْحِبَبُ [el-ḩibeb] gelir ḩâ’nın kesri ve bâ’nın fethiyle.

Sıradaki Maddeler

Arama ekranı

Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı