اَلْحَجَّةُ [el-ḩaccet] (ḩâ’nın fethiyle) Bir nevʹ boncuk yâhûd inciye denir ki nisvân küpe edip kulaklarına âvîze ederler.
اَلْحُجَّةُ [el-ḩuccet] (ḩâ’nın zammıyla) Delîl ve burhâna denir, maksad-ı müstakîmi mübeyyin olduğu için, gerek ʹaklî ve naklî ve gerek iknâʹî olsun, huccet-i kâdî bu maʹnâdandır; yukâlu: غَلَبَ عَلَيْهِ بِالْحُجَّةِ أَيِ الْبُرْهَانِ
اَلْحِجَّةُ [el-ḩiccet] (ḩâ’nın kesriyle) Binâ-i merredir, bir kerre hacc eylemek maʹnâsınadır. Ve bu, kıyâsa muhâliftir, zîrâ kıyâs olan fethle olmaktır. Ve
حِجَّةٌ [ḩiccet] Seneye ıtlâk olunur, hulûl ʹalâkasına mebnî; yukâlu: مَضَتْ ثَلاَثُ حِجَجٍ كَوَامِلَ İkisinin de cemʹi حِجَجٌ [ḩicec] gelir ḩâ’nın kesriyle. ذُو الْحِجَّةِ [žu’l-ḩiccet] ki şehr-i maʹrûftur, gûyâ mecmûʹ-ı şühûr-i senenin tamâmı olmakla müsemmâdır. Ve
حِجَّةٌ [ḩiccet] Kulağın yumuşağına denir; ḩâ’nın fethiyle de câ΄izdir; yukâlu: ضَرَبَ حِجَّتَهُ أَيْ شَحْمَةَ أُذُنِهِ
اَلْحُجَّةُ [el-ḩuccet] (ḩâ’nın zammıyla) Burhân.
اَلْحِجَّةُ [el-ḩiccet] (kezâlik ḩâ’nın kesriyle) Binâ-i merredir, bir kerre hacc etmek maʹnâsına. Ve bu kıyâsa muhâliftir, kıyâs fethle gelmektir. Ve
حِجَّةٌ [ḩiccet] Yıl maʹnâsına da gelir. Ve kulak yumuşağına dahi حِجَّةٌ [ḩiccet] derler, شَحْمَةُ الْأُذُنِ [şaḩmetu’l-užun] maʹnâsına.
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı