اَلْحَجِرَةُ [el-ḩaciret] (فَرِحَةٌ [feriḩat] vezninde) ve
اَلْحَجِيرَةُ [el-ḩacîret] (حَظِيرَةٌ [ḩażîret] vezninde) ve
اَلْمُتَحَجِّرَةُ [el-muteḩacciret] Taşlık yere denir, Fârisîde senglâh derler; yukâlu: أَرْضٌ حَجِرَةٌ وَحَجِيرَةٌ وَمُتَحَجِّرَةٌ أَيْ كَثِيرَةُ الْحَجَرِ
اَلْحُجْرَةُ [el-ḩucret] (ḩâ’nın zammı ve cîm’in sükûnuyla) Deve ağılına derler. Veحُجْرَةُ الدَّارِ [ḩucretu’d-dâr] bundan me΄hûzdur.
اَلْحَجْرَةُ [el-ḩacret] (ḩâ’nın fethi ve cîm’in sükûnuyla) Nâhiye-i dâr. Ve fi’l-meseli: “يَرْبِضُ حَجْرَةً وَيَرْتَعِي وَسَطًا” [ Ve] رُبُوضٌ [rubûḋ] râ-i mühmele ve ḋâd-ı muʹceme ile çöküp oturmağa derler, yaʹnî etrâfta yatar ve lâkin ortada otlar.
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı