اَلْحَرِّيُّ [el-ḩarriyy] (yâ-yı müşeddede ile) حَرَّةٌ [ḩarret] dedikleri yerde raʹy ve çerâ eden deveye denir; yukâlu: بَعِيرٌ حَرِّيٌّ إِذَا كَانَ يَرْعَى فِي الْحَرَّةِ
اَلْحَرِيُّ [el-ḩariyy] (غَنِيٌّ [ġaniyy] vezninde) Bu dahi revâ ve lâyık maʹnâsınadır; yukâlu: إِنَّهُ لَحَرِيٌّ بِكَذا وَحَرٍ مُخَفَّفًا أَيْ خَلِيقٌ
اَلْحَرْيُ [el-ḩary] (جَرْيٌ [cery] vezninde) Eksilmek maʹnâsınadır; yukâlu: حَرَى الشَّيْءُ يَحْرِي حَرْيًا إِذَا نَقَصَ
اَلْحِرِيُّ [el-ḩiriyy] (ḩâ’nın kesri ve yâ’nın teşdîdiyle) حِرٌ [ḩir]e mensûb demektir.
اَلْحَرْيُ [el-ḩary] (ḩâ’nın fethi ve râ’nın sükûnuyla) Eksilmek, إِنْتِقَاصٌ [intiḵâṡ] maʹnâsına; yukâlu: حَرَى الشَّيْءُ حَرْيًا إِذَا نَقَصَ يُقَالُ يَحْرِي كَمَا يَحْرِي الْقَمَرُ
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı