el-ḩareş ~ اَلْحَرَشُ

Kamus-ı Muhit - الحرش maddesi

اَلْحَرَشُ [el-ḩareş] (fethateynle) Bir nesne sert ve dürüşt olmak maʹnâsınadır; yukâlu: حَرِشَ الشَّيْءُ حَرَشًا مِنَ الْبَابِ الرَّابِعِ إِذَا خَشُنَ

اَلْحَرِشُ [el-ḩariş] (كَتِفٌ [ketif] vezninde) Uyumaz olan, ʹalâ-kavlin açlıktan nâşî uyumayan adama denir; yukâlu: بَاتَ حَرِشًا وَهُوَ مَنْ لاَ يَنَامُ وَقِيلَ جُوعًا

اَلْحَرْشُ [el-ḩarş] (فَرْشٌ [ferş] vezninde) ve

اَلتَّحْرَاشُ [et-taḩrâş] (تَذْكَارٌ [težkâr] vezninde) Hâssatan keler sayd eylemek maʹnâsınadır; yukâlu: حَرَشَ الضَّبَّ حَرْشًا وَتَحْرَاشًا مِنَ الْبَابِ الثَّانِي إِذَا صَادَهُ Ve keler saydının tarîki budur ki sayyâd kelerin deliği ağzına gelip elini beri öte oynatır. İçerden keler o hareketi yılan kıyâsıyla vurmak için kuyruğunu taşra çıkardıkta sayyâd hemân çabuk kuyruğundan tutup istihrâc eder. ḣهَذَا أَجَلُّ مِنَ الْحَرْشِḢ meseli bundandır. Ve bu ekâzîb-i ʹArabdandır, keler lisânından olarak nakl ederler. Gûyâ ki keler yeni doğmuş veledine حَرْشٌ [ḩarş]-ı merkûmdan ihtirâz üzere olmalarını tavsiye ederler, yaʹnî sakınıp delik ağzında hareket edeni yılan zannıyla kuyruğunuzu taşra ihrâc eylemeyesiz diye tenbîh ve tahzîr ederler. Bir gün sayyâd kazma kürekle deliği ağzına gelip kazmağa mübâşeret eyledikte veled-i mezbûr babasına “Ey peder, tahzîr eylediğin harş bu mudur?” diye su΄âl eyledikte pederi kelâm-ı merkûmu îrâd eyledi, yaʹnî “Bu, harştan aʹzamdır.” Bir nesneden ihtirâz ederken ondan aʹzâmı zuhûr eyledikte darb olunur. Ve

حَرْشٌ [ḩarş] Tırmalamak maʹnâsınadır; yukâlu: حَرَشَ فُلاَنًا إِذَا خَدَشَهُ Ve hatunu arkası üzere yatırıp cimâʹ eylemek maʹnâsınadır; yukâlu: حَرَشَ جَارِيَتَهُ إِذَا جَامَعَهَا مُسْتَلْقِيَةً Ve

حَرْشٌ [ḩarş] Eser ve nişâna ıtlâk olunur ki murâd yara eseri ve bere olacaktır; yukâlu: إِنْدَمَلَ جُرْحُهُ وَبَقِيَ مِنْهُ حَرْشٌ أَيْ أَثَرٌ Ve cemâʹât-i insânîye ıtlâk olunur. Cemʹi حِرَاشٌ [ḩirâş] gelir ḩâ’nın kesriyle.

Vankulu Lugatı - الحرش maddesi

اَلْحَرْشُ [el-ḩarş] (ḩâ’nın fethi ve râ’nın sükûnuyla) Keler avlamak; yukâlu: حَرَشَ الضَّبَّ يَحْرِشُ حَرْشًا مِنَ الْبَابِ الثَّانِي إِذَا صَادَ Ve

حَرْشٌ [ḩarş] Esere dahi derler, cirâhat eseri gibi meselâ.

Sıradaki Maddeler

Arama ekranı

Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı