ḩatr ~ حَتْرٌ

Kamus-ı Muhit - حتر maddesi

اَلْحَتْرُ [el-ḩatr] (ḩâ’nın fethi ve tâ-yı fevkiyyenin sükûnuyla) Bir nesneyi muhkem ve metîn bend eylemek maʹnâsınadır; yukâlu: حَتَرَ الشَّيْءَ حَتْرًا مِنَ الْبَابِ اْلأَوَّلِ وَالثَّانِي إِذَا شَدَّهُ وَأَحْكَمَهُ Ve bir şey΄e kıya kıya bakmak maʹnâsınadır; yukâlu: حَتَرَهُ إِذَا أَحَدَّهُ النَّظَرَ Ve ehl ve ʹayâlin rızk ve infâkında hisset ve taksîr eylemek maʹnâsınadır; حُتُورٌ [ḩutûr] dahi bu maʹnâyadır, قُصُورٌ [ḵusûr] vezninde; yukâlu: حَتَرَ فُلاَنٌ أَهْلَهُ حَتْرًا وَحُتُورًا إِذَا قَتَّرَ عَلَيْهِمُ النَّفَقَةَ Ve pek pek nesne yemek maʹnâsınadır; yukâlu: حَتَرَ الرَّجُلُ إِذَا أَكَلَ شَدِيدًا Ve nesne vermek, ʹalâ-kavlin az vermek maʹnâsınadır; yukâlu: حَتَرَهُ إِذَا أَعْطَاهُ أَوْ أَقَلَّهُ Kâle fi’l-Esâs yukâlu: فُلاَنٌ إِذَا أَنْفَقَ قَتَرَ وَإِذَا أَعْطَى حَتَرَ Ve itʹâm eylemek maʹnâsınadır; yukâlu: حَتَرَهُ إِذَا أَطْعَمَهُ Ve

حَتْرٌ [ḩatr] Tûlânî olan yüksek arza denir; ḩâ’nın kesriyle de câ΄izdir. Ve az nesneye denir; tekûlu: أَعْطَانِي حَتْرًا أَيْ شَيْئًا قَلِيلاً Ve erkek tilkiye denir. Ve tatmak, zevk maʹnâsınadır; tekûlu: مَا حَتَرْتُ الْيَوْمَ شَيْئًا أَيْ مَا ذُقْتُ

Vankulu Lugatı - حتر maddesi

اَلْحَتْرُ [el-ḩatr] (ḩâ’nın fethi ve tâ’nın sükûnuyla) Masdar, az bahşiş etmek maʹnâsına; tekûlu: حَتَرْتُ لَهُ شَيْئًا أَحْتِرُ حَتْرًا مِنَ الْبَابِ الثَّانِي Ve

حَتْرٌ [ḩatr] (ḩâ’nın fethi ve tâ’nın sükûnuyla) Hayme etekleri yerden yukarı oldukta bir perde asmak; yukâlu: حَتَرْتُ الْبَيْتَ حَتْرًا وَذَلِكَ إِذَا ارْتَفَعَ أَسْفَلُ الْخَبَاءِ عَنِ الْأَرْضِ فَوَصَلَتْ بِهِ سِتْرًا Ve

حَتْرٌ [ḩatr] Bir nesne tatmağa dahi derler; yukâlu: مَا حَتَرْتُ الْيَوْمَ شَيْئًا أَيْ مَا ذُقْتُ

Sıradaki Maddeler

Arama ekranı

Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı