re΄s ~ رَأْسٌ

Kamus-ı Muhit - رأس maddesi

اَلرَّأْسُ [er-re΄s] (râ’nın fethi ve hemzenin sükûnuyla) Aʹzâ-i hayvâniyyeden başa denir, Fârisîde ser derler. Ve her şey΄in yukarısına ve aʹlâsına yaʹnî baş tarafına ıtlâk olunur, gövdenin başı gibi; yukâlu: رَأْسُهُ مُسْتَطِيلٌ أَيْ أَعْلاَهُ Ve bir kavmin seyyid ve ser-gerdesine ıtlâk olunur; yukâlu: هُوَ رَأْسُ الْقَوْمِ أَيْ سَيِّدُهُمْ Cemʹi أَرْؤُسٌ [er΄us] gelir, أَفْلُسٌ [eflus] vezninde ve رُؤُوسٌ [ru΄ûs] gelir zammeteynle. Ve

رَأْسٌ [re΄s] Kesret sebebiyle ʹizzet bulan tâ΄ife-i insânîye ıtlâk olunur; yukâlu: هُمْ رَأْسٌ أَيْ قَوْمٌ كَثِيرٌ عَزِيزٌ Ve

رَأْسٌ [re΄s] Masdar olur; bir kimsenin başına vurmak yâ dokunmak maʹnâsınadır; yukâlu: رَأَسَهُ رَأْسًا مِنَ الْبَابِ الثَّالِثِ إِذَا أَصَابَ رَأْسَهُ Ve ʹArablar bir kimseye “Benim hakkımda derkâr olan re΄y ve tedbîrin bed ve fenâ oldu” diyecek yerde رُمِيتُ مِنْكَ فِي الرَّأْسِ derler, binâ-i mechûl üzere, zîrâ başına darb olunan kimse be-gâyet muztarib ve derd-nâk olmakla başını yukarı kaldırmağa kudreti olmaz.

Vankulu Lugatı - رأس maddesi

اَلرُّؤُوسُ [er-ru΄ûs] (zammeteynle) Cemʹ-i kesreti. Ve gâh olur رَمَى فُلَانٌ مِنْهُ فِي الرَّأْسِ derler, ondan iʹrâz etti ona baş kaldırmadı demek mahallinde ve رُمِيتُ بِهِ مِنْكَ فِي الرَّأْسِ derler binâ-i mechûl üzere yaʹnî benim hakkımda olan re΄yin bâtıl oldu maʹnâsına. Ve

رَأْسٌ [re΄s] Sözün evveline de derler; tekûlu: أَعِدْ عَلَيَّ كَلَامَكَ مِنْ رَأْسٍ وَالْعَامَّةُ تَقُولُ مِنَ الرَّأْسِ

Sıradaki Maddeler

Arama ekranı

Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı