ذُوالْكِفْلِ [Žu’l-kifl] Bir peygamber-i ʹâlîşân hazretleridir. Mütercim der ki Beyḋâvî sûre-i enbiyâda Hazret-i İlyâs ve ʹinde’l-baʹz Yûşaʹ ve ʹalâ-kavlin Zekeriyyâ ʹibâretiyle ve sûre-i ṡâdda ibnu ʹammi Yusaʹ yâhûd Bişr b. Eyyûb ʹunvânıyla ʹale’l-ihtilâf tefsîr eylemiştir. Ve kütüb-i muʹteberenin ekserinde Bişr b. Eyyûb ile mübeyyen olup lâkin nübüvveti muhtelefün-fîhâdır.
ذُوالْكِفْلِ [Žu’l-kifl] Enbiyâdan bir nebînin ismidir, salavâtullâhi ʹaleyhim. Ve bu كَفَالَةٌ [kefâlet]ten me΄hûzdur. Ve
كِفْلٌ [kifl] At arkasında sâbit olmayan kimseye dahi derler. Ve
كِفْلٌ [kifl] İktifâl olunan yere dahi derler. Ve
إِكْتِفَالٌ [iktifâl] Deveye binen kimse ihrâmın devenin hörgücüne dolaştırıp üzerine binmektir. Ve minhu hadîsu İbrâhîm: “لَا تَشْرَبُوا مِنْ ثُلْمَةِ الْإِنَاءِ وَلَا مِنْ عُرْوَتِهِ فَإِنَّهُ كِفْلُ الشَّيْطَانِ” Yaʹnî gûzenin gediğinden ve kulpundan içmek ki o şeytânın mekânıdır.
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı