اَلرَّأْمُ [er-re΄m] (râ’nın fethi ve hemzenin sükûnuyla) Bir nesneye yâ bir kimseye muhabbet edip onunla alışmak ve üns ve ülfet eylemek maʹnâsınadır; yukâlu: رَئِمَ الشَّيْءَ رَأْمًا مِنَ الْبَابِ الرَّابِعِ إِذَا أَحَبَّهُ وَأَلِفَهُ Ve
رَأْمٌ [re΄m] ve
رِئْمَانٌ [ri΄mân] (râ’nın kesriyle) Yara onulmakla ağzı derneşip bitişmek maʹnâsınadır; yukâlu: رَئِمَ الْجُرْحُ رَأْمًا وَرِئْمَانًا إِذَا انْضَمَّ لِلْبُرْءِ Ve nâka veledine yakılmak maʹnâsınadır; yukâlu: رَئِمَتِ النَّاقَةُ وَلَدَهَا إِذَا عَطَفَتْ عَلَيْهِ وَلَزِمَتْهُ Ve
رَأْمٌ [re΄m] İpi pek bükmek maʹnâsınadır; yukâlu: رَأَمَ الْحَبْلَ رَأْمًا مِنَ الْبَابِ الثَّالِثِ إِذَا فَتَلَهُ شَدِيدًا Ve kırık çanak makûlesini kenetlemek maʹnâsınadır; yukâlu: رَأَمَ الْقَدْحَ إِذَا أَصْلَحَهُ Ve
رَأْمٌ [re΄m] بَوٌّ [bevv] maʹnâsınadır ki devenin yavrusu helâk olmakla süt vermez oldukta o yavrunun derisini yüzüp saman ile doldururlar, anası onu yavrusu zannıyla yakılıp bu takrîble sütünü sağarlar; o yavrunun sûret-i mezbûresine بَوٌّ [bevv] derler. Ve
رَأْمٌ [Re΄m] Bir mevziʹ adıdır.
اَلرِّئْمَانُ [er-ri΄mân] (râ’nın kesri ve hemzenin sükûnuyla) Nâka veledine mahabbet edip üzerine hanîn etmek; yukâlu: رَئِمَتِ النَّاقَةُ وَلَدَهَا رِئْمَانًا إِذَا أَحَبَّتْ وَحَنَّتْ عَلَيْه Ve
رِئْمَانٌ [ri΄mân] Yara onulmağa dahi derler; yukâlu: رَئِمَ الْجُرْحُ رِئْمَانًا حَسَنًا مِنَ الْبَابِ الرَّابِعِ إِذَا الْتَأَمَ
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı