ževât ~ ذَوَاتُ

Vankulu Lugatı - ذوات maddesi

ذَوَاتُ [ževât] (fethateynle) Cemʹi; tekûlu: مَرَرْتُ بِرَجُلٍ ذِي مَالٍ وَبِامْرَأَةٍ ذَاتِ مَالٍ وَبِرَجُلَيْنِ ذَوَيْ مَالٍ بِفَتْحِ الْوَاوِ كَمَا قَالَ اللهُ تَعَالَى ﴿وَأَشْهِدُوا ذَوَيْ عَدْلٍ مِنْكُمْ﴾ (الطلاق 2) وَبِرِجَالٍ ذَوِي مَالٍ بِكَسْرِ الْوَاوِ وَنِسْوَةٍ ذَوَاتِ مَالٍ ve tekûlu: يَا ذَوَاتِ الْجِمَامِ Ve جِمَامٌ [cimâm] cîm’le, dolu kîleye derler ve baştan inen saça dahi derler, zülüf ve gîsû maʹnâsına, pes ذَا [zâ]nın cemʹinde tâ’yı mahall-i nasbda meksûr edersin, مُسْلِمَاتٌ [muslimât]ta meksûr ettiğin gibi, zîrâ bunun aslı hâ-i te΄nîstir, hattâ müfredi üzerine vakf olunsa ذَاهْ [žâh] dersin lâkin hâlet-i vaslda tâ olur. Ve ذُو [žû]nun aslı ذَوًى [ževâ]dır, عَصًى [ʹaṡâ] gibi. Ve عَصًى [ʹaṡâ] gibi olmasına ʹArabların هَاتَانِ ذَوَاتَا مَالٍ dedikleri delâlet eder. Kâlallâhu taʹâlâ: ﴿ذَوَاتَا أَفْنَانٍ﴾ (الرحمن 48) فِي التَّثْنِيَةِ Cevherî eydür: ذَوَاتَا kelimesinin elifi vâv’dan kalb olunmuştur, müfredi aslında عَصًى [ʹaṡâ] gibi ذَوًى [ževâ] olup tesniyesinde عَصَوَانِ [ʹaṡavâni] gibi ذَوَوَانِ olmak lâzım olduğundan ötürü vâveyn cemʹ olmasın diye ʹayne’l-fiʹli hazf olunduktan sonra ذَوًا bâkî kalmıştır tenvînle, baʹdehu izâfetle tenvîn sâkıt olup ذُو olmuştur; tekûlu: هَذَا ذُو مَالٍ كَمَا تَقُولُ فُو زَيْدٍ وَفَا زَيْدٍ فَإِذَا أَفْرَدْتَ قُلْتَ هَذَا فَمٌ Ve kaçan ذُو kelimesiyle bir kimseyi tesmiye kılsan هَذَا ذَوًى قَدْ أَقْبَلَ dersin hazf olunan harfi redd etmekle zîrâ bir ism iki harf üzerine olup onun âhiri harf-i lîn olmak câ΄iz değildir tenvînle âhiri hazf olundukta harf-i vâhid üzere kalmak lâzım olduğu için.

Sıradaki Maddeler

Arama ekranı

Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı