el-ḩulel ~ اَلْحُلَلُ

Kamus-ı Muhit - الحلل maddesi

اَلْحَلُّ [el-ḩall] (ḩâ’nın fethi ve lâm’ın teşdîdiyle) ve

اَلْحُلُولُ [el-ḩulûl] (قُعُودٌ [ḵuʹûd] vezninde) ve

اَلْحَلَلُ [el-ḩalel] (fethateynle ki nevâdirdendir) Bir yere nüzûl edip konmak maʹnâsınadır; yukâlu: حَلَّ الْمَكَانَ وَبِالْمَكَانِ حَلًّا وَحُلُولًا وَحَلَلًا مِنَ الْبَابِ الْأَوَّلِ وَالثَّانِي إِذَا نَزَلَ بِهِ Ve gâh olur ki bâ΄ harfiyle müteʹaddî olur, kondurmak maʹnâsına. Harf-i bâ΄ hemze-i إِفْعَالٌ [ifʹâl]i muʹâkib oldu ki onunla hemzeden istignâ olundu; yukâlu: حَلَّ بِهِ إِذَا جَعَلَهُ يَحُلُّ Ve

حَلٌّ [ḩall] Seğirtmek maʹnâsınadır; yukâlu: حَلَّ الرَّجُلُ إِذَا عَدَا Ve düğümü çözmek maʹnâsınadır; yukâlu: حَلَّ الْعُقْدَةَ إِذَا نَقَضَهَا Mü΄ellifin Baṡâ΄ir’de beyânına göre işbu حَلٌّ [ḩall] mâddesi çözmek maʹnâsına mevzûʹdur, maʹânî-i sâ΄ire birer münâsebet ve tasavvur ile ondan münşaʹibdir. Ve

حَلٌّ [ḩall] ve

حُلُولٌ [ḩulûl] Donmuş nesnenin donu çözülüp erimek maʹnâsınadır; yukâlu: حُلَّ الْجَامِدُ عَلَى الْمَجْهُولِ إِذَا أُذِيبَ Ve bir mekân meskûn olmak maʹnâsınadır; yukâlu: حُلَّ الْمَكَانُ عَلَى الْمَجْهُولِ إِذَا سُكِنَ Ve

حَلٌّ [ḩall] شَيْرَجٌ [şeyrec] ismidir ki susam yağıdır, şîr-i rûgan muharrefidir şırlagan taʹbîr olunur; yukâlu: مَا فِي الْقِنْدِيلِ حَلٌّ أَيْ شَيْرَجٌ

Vankulu Lugatı - الحلل maddesi

اَلْحُلَلُ [el-ḩulel] (ḩâ’nın zammı ve lâm-ı evvelin fethiyle) Yemen perdeleridir.

اَلْحَلَلُ [el-ḩalel] (fethateynle) Devenin eğricelerinde zaʹf olmaktır. Ve eger zaʹf dizlerinde olsa ona طَرَقٌ [ṯaraḵ] derler fethateynle.

Sıradaki Maddeler

Arama ekranı

Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı